Yapay Zeka’nın Dil Atlası: ChatGPT

ChatGpt’nin kurucusu olan OpenAI 2015 yılında Elon Musk, Sam Altman, Greg Brockman, Ilya Sutskever, Wojciech Zaremba ve John Schulman tarafından kuruldu. Misyonu, yapay genel zekanın (AGI) güvenli ve faydalı bir şekilde geliştirilmesini sağlamak ve bu teknolojiyi insanlığa fayda sağlayacak şekilde yaymak olan OpenAI, GPT dil modellerini piyasaya sürerek doğal dil işleme ve yapay zeka teknolojilerinde devrim niteliğinde yenilikler getirmiştir.
Şimdi GPT’nin gelişme sürecine bakalım:

1) GPT-1:Başlangıç

OpenAI, 2018 yılında GPT-1 (Generative Pre-trained Transformer 1) modelini tanıttı. Bu model, yaklaşık 117 milyon parametreye sahip olup doğal dil işleme (NLP) alanında önemli bir adım olarak kabul edildi. GPT-1, dilin temel kurallarını ve yapısını anlamak için büyük miktarda metin verisi üzerinde eğitildi.

GPT-1’in tanıtılması, yapay zeka ve doğal dil işleme teknolojilerindeki ilerlemelerin başlangıcını temsil eder. Model, dilin yapısal özelliklerini anlama konusunda önemli bir rol oynamış ve daha sonraki GPT serilerinin temelini oluşturmuştur.

2) GPT-2: Büyük Adım

OpenAI, 2019 yılında GPT-2 modelini tanıttı. Bu model, 1,5 milyar parametreye sahip olup metin üretme, çeviri yapma ve dil anlama konularında önemli iyileştirmeler sağladı. Kasım 2019’da, GPT-2’nin farklı versiyonları olan GPT-2 Küçük, GPT-2 Orta, GPT-2 Büyük, GPT-2 XL’ı tanıttılar.

Bu versiyonlar, modelin boyutları ve işlevselliği açısından farklılık gösterir. Her biri, çeşitli uygulama senaryoları için optimize edilmiştir ve kullanıcıların ihtiyaçlarına göre farklı büyüklüklerde kullanıcılara sunulmuştur

3) GPT-3: Sıçrama

2020 yılında OpenAI tarafınadan tanıtılan GPT-3, 175 milyar parametreye sahip olup dil anlama ve üretme yeteneklerinde devrim niteliğinde iyileştirmeler sağladı. GPT-3, sadece birkaç örnekle verilen görevleri öğrenme kabiliyetiyle öne çıktı ve insan benzeri metinler üretme konusunda büyük bir başarı gösterdi. GPT-3, Transformer mimarisi üzerine kurulmuş bir yapay sinir ağıdır. Bu mimari, dil modelleme ve makine çevirisi gibi doğal dil işleme görevlerinde yaygın olarak kullanılır. Transformer, dikkat mekanizmaları kullanarak metinlerin bağlamını anlamaya ve kelimeler arasındaki ilişkileri modellemeye odaklanır.

 

GPT-3, farklı boyutlar ve konfigürasyonlarla sunulan ve Davinci, Curie, Babbage, Ada gibi isimlerle anılan birkaç versiyona sahiptir. Bu versiyonlar, modelin boyutlarına ve parametre sayılarına göre farklılık gösterirler.

 

OpenAI, GPT-3’ü tanıttıktan sonra GPT-3.5’i piyasaya sürerek modelin başarılı temelleri üzerine yeni bir boyut ekledi. GPT-3.5, yapay zeka ve doğal dil işleme alanında daha da güçlendirilmiş bir dil modelidir. Geliştirilmiş dil anlama ve üretme yetenekleri, artırılmış parametre sayısı ve daha iyi bağlam anlama gibi özellikleri ile GPT-3.5, geniş bir kullanım yelpazesi sunar. 

 

4) Gpt-4: Gelişmiş Yetkinlik

GPT-3’ün piyasaya sürülmesiyle birlikte OpenAI’nin CEO’su Sam Altman şu açıklamayı yapmıştı: “GPT-3 çok fazla abartılıyor. Etkileyici (güzel iltifatlar için teşekkürler!) ama hala ciddi zayıflıkları var ve bazen çok aptalca hatalar yapıyor. Yapay zekâ dünyayı değiştirecek, ancak GPT-3 sadece çok erken bir bakış. Daha çözmemiz gereken çok şey var.”

 

2023 yılında tanıtılan GPT-4, GPT-3 ve GPT-3.5’in ötesine geçerek dil anlama ve üretme konularında daha ileri bir performans sunar. GPT-4, Transformer mimarisine dayanır ve daha uzun, karmaşık metinleri anlama, yazma ve teknik görevlerde (örneğin, programlama ve veri analizi) daha etkilidir. Ayrıca, daha fazla dilde ve dil çeşitliliğinde etkili olabilir ve metin dışı veri türlerini işlemede gelişmiş yeteneklere sahiptir.

 

OpenAI, GPT-4’ü tanıttıktan sonra GPT-4o (GPT-4 Optimized) modelini piyasaya sürdü. GPT-4o, GPT-4’ün temel yeteneklerini korurken belirli uygulama alanlarında daha yüksek performans sağlamak için optimize edilmiştir. Özellikle ticari uygulamalar ve gerçek zamanlı etkileşim gerektiren senaryolar için idealdir.

 

Bu serüven, OpenAI’nin yapay zeka ve doğal dil işleme alanındaki sürekli yenilik ve gelişim çabalarını yansıtmaktadır, bu da teknolojinin insanlık için nasıl faydalı olabileceği konusunda önemli bir adım olarak görülmektedir.